Cuma, 24 Şevval 1445 | 2024/05/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç
Medya Bürosu

No: SE–BA–2023–MB–TR–05 H. 13 Cumâde’l Ûlâ 1445
M. Pazartesi, 27 Kasım 2023

Asimilasyon Politikası Hükümetin Gerçek İslamofobik Yüzünü Ortaya Koyuyor

21 Kasım Salı akşamı Başbakan Ulf Kristersson, Göteborg’daki açık soru oturumunda “‘İsrail”in soykırım yapma hakkının olduğunu söyledi. Aynı gün hükümet bir müfettiş atadı. Müfettiş, yabancıların ülkeden sınır dışı edilmesi ve ikametlerinin iptal edilebilmesi olasılığını inceleyecek. Bir hafta önce Dagens Nyheter gazetesi, hükümetin önerilerine göre, yeni gelenler ve sığınmacıların sosyal ödenek alabilmeleri için İsveç değerlerinin bir gereklilik haline geleceğini bildirmişti. 25 Kasım Cumartesi günü Svenska Dagbladet, hükümeti destekleyen İsveç Demokratları partisinin lideri Jimmie Åkesson’un yeni cami inşaatının derhal durdurulması ve anti-demokratik, anti-İsveç, homofobik veya anti-Semitik propagandası yapan camileri yıkılması gerektiğini bildirdi.

İsveç, son yıllarda defalarca Kur’an-ı Kerim’in yakılması olayı ile şimşekleri üzerine çekti ve Müslüman çocukların sosyal hizmetler tarafından kaçırılması nedeniyle dünyanın en İslamofobik ülkelerinden biri olarak nitelendirildi. 24 Kasım’da Hükümet Ofisinin internet sitesinden yapılan bir açıklamada Başbakan, beceriksiz hatasından kurtulmaya çalıştı, haklı olarak “İsrail’in” eylemlerini meşru müdafaa yerine soykırım olarak nitelendirdi. Aynı açıklamasında kendisini ve hükümetini İslam karşıtı politikadan kurtarmak için umutsuz bir girişimde bulunarak, “Bazılarının yanlış bir şekilde İsveç’i İslamofobik, dine veya din mensuplarına saygı göstermeyen bir ülke olarak göstermeye çalıştığını” belirtti.

İsveç ve mevcut hükümet, fiili olarak İslam karşıtı bir politika izliyor ve bunu en azından son on yıldır açıkça ve utanmadan sürdürüyor. Ne Başbakanın sorumluluktan kaçınma girişimi ne de hükümet borazanlarının İsveç’e karşı bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğüne dair açıklamaları onları kurtaramayacaktır.

Devam eden soykırımın ortasında İsveç hükümeti, erkek, kadın ve çocukları bombalayan kana susamış terörist işgale kesin desteğini bildirdi. Yıllardır aynı hükümetler, “namus baskısı” dedikleri şeyle mücadele politikası yürüttüler. Bu, Müslüman ailelerin çocuklarını İslam’a göre yetiştirmelerinin yasaklanması anlamına geliyor. Hükümet şu anda çelişkili bir şekilde İsveç’te kalabilmeleri için Müslümanlardan onurlu bir yaşam tarzı talep ediyor. Tek fark, onurlu yaşamı nasıl tanımladığınızdır. Hükümet, namus baskısı adıyla Müslüman aileleri asimilasyona zorladığında bir sorun yok ama Müslüman aileler çocuklarını kendi inançlarına göre yetiştirmek ve kimliklerini korumak istediklerinde ne hikmetse hapis cezasına çarptırılıyorlar. Görüldüğü gibi İsveçli siyasetçilerin ikiyüzlülüğü sınır tanımıyor ve iki yüzlülükleri sahtekâr özgürlük ideallerinin sahte olduğunu kanıtlıyor!

Hükümetin, İsveç değerlerini benimsemeyen yabancıların sınır dışı edilmesi önerileri ve sosyal ödenek alabilmek için İsveç değerlerinin şart koşulması, Başbakan ve Başbakan Yardımcısının ağustos ayında ifade özgürlüğünü kabul etmeyenlerin yanlış ülkeyi seçtikleri ve bu ülkeyi seçmekle Kur’an’ın yakılmasını kabul ettikleri yönünde yaptıkları açıklamalarının pratik bir yansımasıdır. Hükümet teklifi sunduğunda Cinsiyet Eşitliği Bakanı Paulina Brandberg de aynı görüşü dile getirdi ve ardından “Eğer arzu ettiğiniz şey bu demokratik değerlerden başka bir şeyse [...] o zaman burası kesinlikle yaşamanız gereken yer değil.” sözlerini ekledi. Hükümet, açık bir şekilde sözde özgürlük ideallerini yok eden İslam karşıtı bir asimilasyon politikası izliyor. Bu çok net bir kimlik politikasıdır, bu politika aslında başbakanın yalanlamaya çalıştığı İsveç’in dine ve din mensuplarına saygı duymayan bir ülke olduğu iddialarını doğruluyor.

Hükümet, düzenli olarak İslamofobik açıklamalar yapan ve İslamofobik tavrını açıkça ilan eden bir partiyle aynı yatağa giriyor. Sadece iki gün önce hükümet ortağı Jimmie Åkesson, homofobik veya Yahudi karşıtı propaganda yayan camileri yıkmak istediğini söyledi. Partisi homofobikler ve Yahudi düşmanlarıyla dolup taşan bir parti liderinin böyle bir açıklama yapması tam bir ikiyüzlülüktür. Bu açıklama, hükümetin kayıtsız şartsız destek verdiği Siyonist işgalin Filistin’deki Müslüman camilerini bombaladığı ve harabeye çevirdiği bir döneme rastlıyor. Hükümetin İsveç Demokratlarına verdiği taviz, onların suç ortağı olduğunu kanıtlıyor, daha bir ay önce Liberaller, sinagogları koruma alanlarına dahil edilmesini istediler. İsveç Müslümanlarına açıkça sizinkiler dışında herkesin hakları koruma altındadır mesajı veriliyor.

İsveç halkının oylarını kullanarak ülkedeki Müslümanlara baskı yapan ve saldırgan bir asimilasyon politikası izleyen böyle utanç verici ve ikiyüzlü bir hükümetin İsveç halkını temsil etmesi ve yönetmesi onlara yakışmaz. Hükümetin eylemleri, dünyanın sorunlarını çözebilecek güce sahip olan İslam’ın fikri ve ideolojik gücü karşısında zayıflığının bir ifadesidir. Bu, İsveç halkını İslam’la tanışmaktan vazgeçirmeye yönelik bir girişimdir. İslam karşıtı politikalarından dolayı yetkilileri sorumlu tutmak İsveç halkının sorumluluğundadır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
https://hizb-ut-tahrir.se/
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.se

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER