Pazar, 11 Zilkâde 1445 | 2024/05/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu

No: ML–BA–2019–MB–TR–14 H. 5 Muharrem 1441
M. Çarşamba, 04 Eylül 2019

Zakir Naik Meselesinden Çıkarılması Gereken Dersler

Dr. Zakir Naik (DZN) meselesi, Malezya’da büyük bir infial yarattı. Bu meşhur vaiz, üst düzey politik liderlerin, ulusal şahsiyetlerin, Müslümanların, Gayrimüslimlerin, polisin, sivil toplum kuruluşlarının (STK’lar), müftülerin, entelektüellerin, liberalistlerin ve genel olarak halkın gündemini belirledi. Sorunun nedeni, Dr. Zakir Naik’in 10 Ağustos 2019’da Kelantan’da yaptığı konuşma. Konuşmasında DZN’nin Malezya’daki Çinlilere ve Hintlilerin hassasiyetlerine dokunduğu iddia ediliyor. Birçok kesim, Pakatan Harapan (PH) hükümetinden suç işlediği gerekçesiyle DZN’nin arandığı memleketi Hindistan’a geri gönderilmesini talep etti. DZN, sözlerinin çarpıtıldığını iddia ederek, yanlış anlaşılmalardan dolayı kamuoyundan özür diledi. Yine de ondan hoşlanmayan liberalistler ve gayrimüslimler, Malezya’yı terk etmesini istediler. Malezya Başbakanı Tun Dr. Mahathir bin Muhammed, DZN’nin ülkeden gitmesini isteyenlerin baskısı nedeniyle neye uğradığını şaşırdı. Fikrini değiştirip DZN’yi neredeyse ülkesine geri gönderecekti. Fakat tartışma yaklaşık bir ay sürdükten sonra Mahathir sonunda DZN’yi ülkesine geri göndermeme kararı aldı. Ancak söz konusu vaizin ülkede kamuya açık tüm etkinliklerde konuşmasına yasak getirildi.

DZN, yanlış anlaşılmış olabilir. Fakat bazıları fırsatı ganimet bilip onu ülkeden attırmak için ateşe körükle gittiler.  DZN’nin duyarsız ve riskli konuşması, ırkçılık damarlarına dokunan Malezya’daki birçok siyasi ve STK liderinin konuşmaları yanında deve de kulak kalır. Kısacası Malezya’daki ırkçılık ateşi genellikle Malezya halkı tarafından körükleniyor. Ve ülkedeki ırkçılık yangını hiçbir zaman dinmemiştir. Dolayısıyla DZN’nin konuşması o kadar da büyütülecek bir mesele değilken, belirli partiler, belli gündemlerini gerçekleştirmek için meseleyi büyüttüler. Derin düşünmeye gerek yok. Gayrimüslim ya da liberalistlerin DZN’den nefret etmelerinin ve ülkeden kovmak istemelerinin tek sebebi, vaazdır. Vaazdan adeta tiksiniyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Sorumlu Bakan dâhil pek çok parti, DZN’nin mukayeseli dinler çağrısının, çok toplumlu Malezya’da yersiz olduğunu ileri sürdü.

Bu konuda Hizb-ut Tahrir / Malezya olarak biz de diyoruz ki:

1- DZN, İslami hükümet iddiasında bulunan bir hükümetin koruması gereken binlerce vaizden sadece biridir. Konuşmasında bir yanlışlık varsa, ülkeden atmak yerine düzeltilmesi gereken o yanlışlıktır. Müslümanların (haksız yere zulüm görmesi ya da öldürülmesi için) kâfirlere teslim edilmesi haramdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ ، لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُMüslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu teslim etmez.[Buhari]

2- Hükümet, ayrıcalıklı olarak DZN’ye Kalıcı Oturma izni verdi. Bu ayrıcalık yalnızca DZN’ye değil, sığınmak için gelen ya da Malezya’ya yerleşmek isteyen her Müslümana tanınmalıdır. Siyasi kargaşa, tiran hükümdarlar ya da doğal afetler nedeniyle Malezya’ya sığınan Rohingya, Doğu Türkistan, Bangladeş, Endonezya, Siam, Suriye, Filistin Müslümanları gibi pek çok Müslüman, DZN’ye kıyasla daha fazla himayeye muhtaçtır. DZN gibi yardıma ve himayeye muhtaç Müslümanlar, bu ülkede kalmak isterse, yardım ve himaye sağlanmalı, İslam’ın emrettiği gibi yasal vatandaşlar olarak kabul edilmelidir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile Raşidi Halifeler, gelip İslam Devleti’nde yaşamak isteyen her Müslümanı memnuniyetle karşılıyorlar, gelenlere mülteci değil asli vatandaş muamelesinde bulunuyorlardı. Bunun nedeni, İslam toprakları, bütün Müslümanların malıdır, belirli bir etnik gruba özgü değildir. O yüzden her Müslüman bu topraklardan dilediği yerde yaşama hakkına sahiptir.

3- İslam, yalnızca topraklarına gelen Müslümanları kabul etmekle kalmaz aynı zamanda İslam Devletine gelip yaşamak isteyen tüm Gayrimüslimlere de kapılarını açar. Bir yıldan uzun süre kalmamak şartıyla harbi kâfirlerin İslam Devleti’ne girişine bile izin verilir. Bir yıl sonra devlette kalmak isterlerse, cizye ödemek koşuluyla kalabilirler. Statüleri sözleşmeli kâfire (zimmi Kâfir) dönüşür ve otomatik olarak devletin vatandaşı olurlar. İslam, 13 yüzyıldan fazla bir süredir dünyaya hükmetti. İslami yönetim altında yaşayan Müslüman ve Gayrimüslimlere adalet ve huzur getirdi.

4- Hiçbir parti, şiddet içermeyen, gerçek ve rasyonel argümanlara dayalı entelektüel yöntemleri kullanan bir vaizi yasaklamamalıdır. Argümana argümanla cevap verilmelidir, şiddetle değil. Tartışmalar (düşünceler) akide ve dinin doğruluğunu belirlemelidir. Maalesef tartışmalarda yenik düşen ve zihinsel başarısızlığa uğrayan bazı partiler, ırkçılıktan dem vurdular. Gerçekte gerginliğin nedeni, vaiz değil bu partilerdir. Eğer entelektüel ve ahlaki açıdan sağlamlarsa, ırkçılık ve vatandaşlık sorunlarını kullanmak yerine argümanla mücadele etmelidirler. Aynı şekilde hükümet de, daveti bastırmak ya da onu İslam karşıtlarının iradesine boyun eğdirmek için güç kullanmak yerine gerçeğin açığa çıkması hedefiyle entelektüel tartışma ya da münazarayı teşvik etmelidir.

Yıllarca hükümet, ortak bir paydada buluşma veya dinlerarası diyalog fikriyle oyalanıp durdu. Dinlerarası diyalog belirli grupların gündemi haline geldi. Doğrusu bu fikri, ajandası Müslümanların akidesini baltalamak olan kâfir Batı ortaya atmış, bütün dinlerin doğru olduğu (çoğulculuk) fikrinin kabul edilmesini, İslam’ın tek gerçek din olduğu iddiasında bulunulmamasını istemiştir. Batının planladığı şey buydu ve ne yazık ki Müslüman liderler ve “âlimler” bilerek veya bilmeyerek bu çoğulculuk fikrini benimsediler. Entelektüel olarak yenik düşen kâfirler ve liberalistler, dinlerinin veya inançlarının yanlış olduğu, İslam’ın tek gerçek din olduğu gerçeğini kabul edemediler. Dini duyarlılık bahanesi altında iktidar, hakka çağıran daveti bloke etti. Aslında DZN dâhil pek çok vaiz, şiddet kullanmak şöyle dursun, hakaret etmeden, zorlamadan düşünce ile küfür akidesinin batıllığına karşı İslam akidesinin doğruluğunu ispat etmektedir. Artık öyle görünüyor ki Malezya’daki Müslümanlar yalnızca liberalizm ve çoğulculuk fikirlerinin değil, aynı zamanda şimdi yeni hükümetin de tehdidi altındalar. Görünüşe göre bu fikirleri coşkuyla yaymanın taşları döşeniyor!

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Khilafah Center 47-1 Jalan 7/7A Seksyen 7 43650 Bandar Baru Bangi, Selangor
Telefon: (+03) 89.201.614
mykhilafah.com
Fax: (+03) 89.201.614
E-Mail: htm@mykhilafah.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER