Dünyada Aksa Tufanı fırtınası henüz dinmemişken, yaralılar ve ölü sayısının yüzleri bulmasıyla yükselen acı çığlıklar henüz sona ermemişken dünya, İskenderiye’de Yahudi turistlerin bulunduğu bir otobüse saldırı düzenleyerek üç kişiyi öldüren Mısırlı bir polisin haberiyle sarsıldı. ^{(08.10.2023 Kudus Press)} Mısırlı polisin, İskenderiye’de Yahudi varlığı vatandaşlarını öldürmesi, Filistin’de bir grup mücahidin yürüttüğü “Aksa Tufanı” operasyonu ışığında gelmiştir. Yahudilerin ölülerinin başında çığlık attıkları ve feryadı figan ettiklerini gösteren fotoğraflar, sosyal medyada viral oldu.

Şu anda ülkemizde yaşanan olaylar, bütün dünya Yahudileri desteklese bile ve onlarla bizim aramıza yöneticilerin surları girse bile onlar için İslam topraklarında güvenlik ve emniyetin olmadığını gösteriyor. Ümmette hayır var, öfkesi, Allah ve Rasûlü içindir, mukaddesatının ihlali içindir. Öfkesi, Yahudileri ve onlarla antlaşma yapanları yakan bir ateş olacaktır. Filistin halkının çektiği acılara rağmen Yahudiler Filistin topraklarında hiçbir zaman rahat yüzü görmemişlerdir. Filistin ve çevresinde yangın yanıyor. Mısırlı şehit Muhammed Salah’ın döktüğü kanlar henüz kurumamışken, Mısırlı polis beylik tabancasıyla iki Yahudi’yi öldürdü. Adeta onlara yöneticiler ile normalleşseniz de normalleşmeseniz de topraklarımızda sizin için güvenlik yok der gibiydi.

Allah ve Rasûlü öfkesinden dolayı bu polisin yaptığı bu eylem, ordudan polise, subaylardan askerlere ve komutanlara kadar her Mısırlı askerin kalbinde ve aklında yer etmelidir. Her ne kadar belli etmeseler de bunun kalplerinde yer ettiğini düşünüyoruz. Mescid-i Aksa ve Filistin’i kurtarmak ve mazlumlara yardım etmek için yanıp tutuştuklarını görüyoruz. Özlemleri arasındaki tek engel, Yahudi varlığını koruyan gerçek demir kubbe olan bu yöneticilerdir. Bu yöneticilerin ortadan kaldırılmasıyla bu canavar varlıktan hiçbir eser ve iz kalmayacaktır.

Ey Kinane ordusunun samimi subayları! Bu polisin yaptığı bu eylem, ahdi ve güvenliği olmayan Yahudilere karşı yapılması gerekenler için sadece basit bir örnektir. Filistin toprakları, haraci İslam topraklarıdır, kökü ve mülkiyeti tüm ümmete aittir. Bu toprakların kurtarılması tüm ümmetin, başta Mısır olmak üzere özellikle de çevredeki ülkelerin görevidir. Dolayısıyla İslam toprakları gaspçısı ve işgalcisi için ne bir ahit ne de bir güvenlik söz konusudur. Aksine, sizinle onun arasında olması gereken tek ilişki, savaş ilişkisidir. Bu savaş, bu canavar varlık kökünden söküp atılınca ancak sona erecektir. Bu varlığın kökünden sökülmesine, onunla antlaşma yapan, onu koruyan ve sizin onu kökünden sökmenizi engelleyen hain ajan rejimi kökünden kazımakla başlanmalıdır. Sizin için tüm araçları, sembolleri ve elitleriyle rejimi ortadan kaldırmaktan ve yönetimi ümmetin samimi evlatlarına devretmekten daha farz bir şey yoktur. Ümmetin sadık çocukları, ümmeti Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafette İslam’a göre yöneteceklerdir. Hilafet, kardeşlerinize yardım etmekten ve topraklarınızı kurtarmaktan sizi alıkoymayacak, aksine tek bir kadının bile yardımına koşmak için orduları seferber edecektir. Binlerce kadın ve Yahudilerin gaspına uğrayan topraklarımız için neler yapacağını varın siz düşünün. O zaman ne bu polis ne de bir başkası, Allah için öfkelenmelerinden ve çiğnenen kutsallarına olan düşkünlüklerinden dolayı asla yargılanmayacaktır. Bu, Allah için öfkelenen, Allah’a, dinine ve devletine yardım eden ordulardaki tüm samimi insanların gelenek ve göreneğidir.

Ey Kinane ordusunun samimi subayları! Artık göreviniz, bu rejimi kökünden söküp atmaktır ki çabalarınızı zayi etmesin, hareketlerinize pranga vurmasın, sizle göreviniz arasına girmesin, devleti kurmanıza engel olmasın.  Kurulacak Hilafet, size kapıları açacak, uğrunda cihat ederek, dinini taşıyarak, mazlumlara yardım ederek sizi Allah’ın rızasına doğru sevk edecektir. Öyleyse ey Kinane ordusundaki samimi subaylar! Hadi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurun.

وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَـئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ “İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” ^{[Enfal 74]}