Cuma, 09 Zilkâde 1445 | 2024/05/17
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK–BA–2024–MB–TR–03 H. 10 Raceb 1445
M. Perşembe, 25 Ocak 2024

Tüm Batılı Hükümetler ve İslam Dünyasındaki Ajanları, Hizb-ut Tahrir’i Yasaklasalar Bile Allah’ın İzniyle Hizb-ut Tahrir Hilafeti Yeniden Kuracak ve Batı Dünya Düzenini Kökten Söküp Atacaktır

Pakistan’ın İngilizce yayın yapan ve en önde gelen gazetelerinden biri olan Dawn gazetesi, Hizb-ut Tahrir’in İngiltere’de yasaklandığı haberini “İngiltere, Hizb-ut Tahrir’i terör örgütü listesine aldı.” başlığıyla verdi. Haber sosyal medyada ve etkili çevrelerde tartışmalara yol açtı. Bu yüzden Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, şu hususları Pakistan’daki güçlü ve etkili kişilerin dikkatine sunmak istiyor:

1- Demokrasinin “anası” ve “liberal özgürlüklerin beşiği” kabul edilen İngiltere, küresel İslami siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir’i yasakladı. Bu yasakla İngiltere, sözde ifade özgürlüğünü Londra Downing Street’in 10 numarasına gömmüştür. Bu karar Batılı aydınlar ve siyasi gözlemcilerde şok etkisi yarattı. Hizb-ut Tahrir 70 yılı aşkın bir süredir yürüttüğü barışçıl fikri ve siyasi mücadeleyle tanınmaktadır. Dünyanın en önde gelen düşünce kuruluşları, hükümetleri, insan hakları örgütleri, mahkemeleri ve medya kuruluşlarının birçoğu bu gerçeğe yüzlerce kez tanıklık etmişlerdir. İngiliz hükümetinin yarım düzineden fazla yaptırdığı araştırmalar bile buna tanıklık etmektedir. Yasak, sağlam yasal dayanaklar veya açık ahlaki gerekçeler yerine İngiliz siyasetçilerin kurnazlığı gibi çarpık bir siyasi amaç barındırmaktadır.

2- Bu yasak ile Hizb-ut Tahrir’in, Batı uygarlığını fikri ve siyasi yenilgiyi mahkûm ettiği açık ve nettir. Yasak, Müslümanlar Batı’nın baskıcı dünya düzenine meydan okumadığı sürece ifade özgürlüğünün kabul edilebilir olduğunu açıkça ortaya koydu. Yasak aynı zamanda sözde üstün Batı uygarlığının fikri olarak yenilgiye uğradığının da açıkça ilanıdır. Daha önce komünist, sosyalist ve diğer tüm ideolojilere inanan partilere ifade özgürlüğü tanınıyordu, çünkü Batı uygarlığının “üstün” olması nedeniyle diğer tüm ideolojileri alt edeceğine, tüm tarafları fikri yenilgiye ve teslimiyete zorlayacağına inanılıyordu. Ancak İslam’ın gerçek, güçlü, ikna edici düşünceleri karşısında İngiltere, yasaklama, sansürleme ve baskıdan başka bir yol görememiştir. Her neyse Arap ve Türkler içindeki hain işbirlikçilerin yardımıyla Recep 1342’de (Miladi Mart 1924) Hilafeti yıkan İngiliz hükümeti, yakında Hilafetin geri dönüşüne tanık olacak, İngiltere’ye çarpıklığına yakışır bir yanıt verecektir.

3- Hizb-ut Tahrir, Mübarek Toprak Filistin’in kurtarılması için orduların seferber edilmesi çağrısını bir onur ve şeref olarak kabul etmektedir. Hiçbir kısıtlama veya yasak, onun İslami yükümlülüğünü yerine getirme karşısında duramayacak, mücadelesini hız kesmeden aynı yoğunlukla sürdürecektir. Hizbi yasaklayan ilk ülke yine İngiltere’dir. Ürdün Genelkurmay Başkanı İngiliz Korgeneral John Bagot Glubb “Glubb Paşa”, Hizb-ut Tahrir’in Ürdün’deki faaliyetlerini yasaklamıştı. 50’li yıllardaki bu yasağa ve daha sonra Batı’nın İslam dünyasındaki ajanlarının yasaklamalarına rağmen Hizb-ut Tahrir, 40’dan fazla Müslüman ülkesinde yayılmıştır. Müslüman dünyasının en büyük siyasi partisidir. Gazze ve Filistin’e destek amacıyla Pakistan, Türkiye, Ürdün ve Mısır’ın da aralarında bulunduğu Müslüman silahlı kuvvetlerini seferber etmek için gece gündüz çalışmaktadır. Batı’nın İslam dünyasındaki birçok ajanı, Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini yasaklamış olsa da çalışmalarına devam etmektedir. Dolayısıyla getirilen bu yeni yasak, faaliyetlerimizi kesinlikle etkilemeyecektir. Onlarca ülkede onlarca yıl süren çalışmanın ardından Hizb-ut Tahrir gençleri şunu çok iyi biliyorlar ki, davetin karşısında kapıların kapandığı zaman Allah Subhânehu ve Teâlâ her zaman yeni ve daha iyi kapılar açacaktır.

4- İfade özgürlüğü düşüncesi zayıf, yanlış ve geçersizdir. Kökleri dinden kurtulmak isteyen laik mücadeleye dayanmaktadır. Batı, kutsallara saygısızlık etmek ve dini değerleri karalamak için bu ideolojiyi bir silah olarak kullanmaktadır. Hem yöneticileri muhasebe etmede hem de toplumu yanlış, zararlı fikirlerden korumada başarısız olduğu kanıtlanmıştır. Hizbin yasaklanmasından da bu anlaşılmaktadır. İslam’da siyasi ve fikri mücadelenin temeli, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma gibi asil ve onurlu bir göreve dayalıdır. Hizbin mücadelesinin şeri temeli budur. Bu temel, küfre, zulme ve yalana karşı koymanın şeri kriteridir. Hiçbir kısıtlama veya baskı bu görevi geçersiz kılamaz veya kılamayacaktır. Zalimlerden bir zarar geleceği korkusu nedeniyle bu görev ihmal edilemez. Şüphesiz bu görev uğrunda yapılan mücadele için büyük mükafat vardır. Zalim yöneticiler karşısında hak sözü söylemek farzdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

أَفْضَلُالْجِهَادِكَلِمَةَعَدْلٍعِنْدَسُلْطَانٍجَائِرٍ Cihadın en efdal olanı zalim hükümdar karşısında hak sözü söylemektir.” [Ebu Davud] Dolayısıyla parti, İngiliz bir kadının kumarbaz oğlu Ürdün kralının tahtı da dahil olmak üzere İslam dünyasındaki Batılı ajanların tahtları devrilinceye kadar mücadelesine devam edecektir.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Batı, İslam’dan, Hilafetten ve Cihattan nefret ettiğini açıkça ortaya koymuştur. Hizb-ut Tahrir, dünyada yegâne İslami partidir, baskıcı Batı dünya düzenine İslami bir alternatif getirmeye tamamen hazırdır. Şu anda dünyada İslam ile küfür arasında devam etmekte olan kıran kırana bir ideolojik mücadele söz konusu. Ancak sizin liderliğiniz kâfirlere sadıktır. Bu savaşta Batının siyasi düzeniyle ittifak halindedir. Bu liderliği ortadan kaldırır ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet’i kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verirseniz ancak bu savaşı kazanabiliriz. Ancak o zaman Gazzeli Müslümanları Yahudilerin pençesinden kurtarabiliriz. Hilafet’in yeniden kurulması Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Ya bu görevi siz yerine getirirsiniz ya da bugün, yarın ya da en kısa sürede birileri sizin yerinize bu görevi yerine getirecektir. Peki sizi bu büyük onura erişmekten alıkoyan nedir? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَعَدَ اللّٰهُ الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا مِنۡكُمۡ وَ عَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ لَـيَسۡتَخۡلِفَـنَّهُمۡ فِىۡ الۡاَرۡضِ كَمَا اسۡتَخۡلَفَ الَّذِيۡنَ مِنۡ قَبۡلِهِمۡ ص وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمۡ دِيۡنَهُمُ الَّذِىۡ ارۡتَضٰى لَهُمۡ وَلَـيُبَدِّلَــنَّهُمۡ مِّنۡۢ بَعۡدِ خَوۡفِهِمۡ اَمۡنًا‌  “Allah, içinizden iman edip Salih amellerde bulunanlara, kendilerinden öncekileri sınadığı gibi, onları da yeryüzünde salıvereceğine, kendileri için seçip beğendiği dinlerini sağlamlaştıracağına ve içinde bulundukları korkudan dolayı onların yerine güvenlik getireceğine dair söz vermiştir.” [Nur 55]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER