Salı, 13 Zilkâde 1445 | 2024/05/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu

No: YM-BA-2009-MB-TR-0002 H. 27 Cumâde’s Sânî 1430
M. Pazar, 21 Haziran 2009

- Basın Açıklaması - Yemen'in Sorunlarını ve Krizlerini, Ne Cumhuriyet, Ne Demokrasi, Ne Federalizm, Ne de Konfederalizm Çözecektir

Yemen bugünlerde en tehlikeli sorunların ve krizlerin içerisinden geçmektedir. Zira ülke, siyasî, iktisadî ve içtimaî olmak üzere her yönüyle çökmektedir. Kargaşalar, gösteriler, protestolar, kaçırmalar, öldürmeler, yaralanmalar ve keyfî tutuklamaların yanı sıra fakirlik, cehalet, güvensizlik, cürümlerin işlenmesi, sağlık ve eğitim masraflarının artması, günlük sık sık elektrik kesilmesi, suların kuruması, petrol ve doğalgaz servetlerinin tükenmesi, ahlaksızlığın yayılması, arazilerin ve malların gasp edilmesi, yiyecek, giyecek ve mesken gibi temel ihtiyaçların insanların geneline yakışır bir şekilde temin edilmemesi; işte tüm bunlar, servet zengini ve haksız yere insanlardan alınan büyük vergiler ülkesinde meydana gelmektedir.

Tüm bunlar, bu ülkedeki mevcut rejimin başarısızlığını, ülkeyi kasıp kavuran ve önüne geçilmemesi halinde salgın bir şerrin habercisi olan bu meselelerden hiç birini çözmeye muktedir olmadığını göstermektedir ki bu da bunların değiştirilmesi, ülkenin ve insanların bunların şerrinden kurtarılması için ciddî çalışmanın gerekliliğini teyit etmektedir.

Ancak bu değişimin yolu nedir? Ortaya atılan çözümler, bu Ümmetin akîdesinden kaynaklanan bir görüşün ürünü olup onun özlemleriyle örtüşen sahih bir yönelişi mi göstermektedir? Yoksa bunlar, dışarıdan bazılarına telkin edilen çamuru balçığa çevirecek, ne aç bırakan, ne de doyuran çözümler midir?

Son zamanlarda bu krizlerin çözümü için birçok girişimlerde bulunuldu. Mesela Federalizm, Konfederalizm, eyalet sistemi fikri ortaya atıldı ve Güney Hareketi, Sahranın Çocukları Hareketi, Vatanî İstişare Formu, Vatanî Dayanışma Konseyi, Vatanî İstişare Komitesi v.s gibi birçok yeni blok ortaya çıktı. Ancak bu bloklar, bu sorunun çözümü için hiçbir net siyasî projeye sahip değiller. Mesela "Vatanî Dayanışma Konseyi ile Vatanî İstişare Komitesi", iktidar rejimi lehine toplum içerisindeki etkin güçleri kuşatmayı öngördüler ve Güney Hareketi, sadece zulümlerin kaldırılması ve hakların iade edilmesi talebinde bulundu! Şibve, Hadramut, Me'rab ve el-Cavf olmak üzere Sahranın Evlatları Hareketi ise Suudi sınırı üzerindeki özellikle petrol ve doğalgaz olmak üzere servet zengini dört ildeki Suudi kökenli bir harekettir. Yine Vatanî İstişare Komitesi, gerginlikleri gidermek, bazı pazarlıklarda, pozisyonlarda ve fonlarda muhalifleri tatmin etmek için kurulmuştur!! Ortaya atılan projelere yüzeysel bir bakışla görürüz ki bunlar, İslâm'daki yönetim nizamına aykırıdır, siyasî, iktisadî ve içtimaî sisteme yıkıcı zararları vardır:

Mesela Federalizme gelince: Ülkenin bölgelerini, merkezî hükümete sahip federal bir devlet altında birleştiren bir sistemdir. Her bölge, yabancı devletlerle diplomatik ilişkiler kurma hakkına sahip olmaksızın merkezî hükümetin ilişkisiyle yetinen, maliye, ekonomi, ordu ve dışişleri dışında bölgedeki tüm yetkilere sahip olan kendi özerkliği, kendine has kanunları, kendine has yönetimi ve kendine has hükümeti olarak kalır. Konfederalizme gelince: İki yada daha fazla devletin ekonomi veya savunma veya anlaşmaya göre bunların benzerleri gibi birkaç alanda aralarındaki birlikten ibarettir. Her bir devletin kendi bağımsızlığı, kendine has dış diplomatik ilişkileri ve her birinin ordusu baki kalır. Yani Konfederal birlik altındaki iki yapının veya iki devletin varlığıdır. İslâm'a gelince: İslâmî beldeler arasında vahdeti farz kılar ve kendi aralarındaki birliği haram kılar. Sahih nizam, şeriatın kendisine delaletinden ve kendisi dışındakileri haram kılmasından dolayı yalnızca vahdet nizamıdır. Zira Rasûl [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmaktadır:

وَمَنْ بَايَعَ إِمَامًا فَأَعْطَاهُ صَفْقَةَ يَدِهِ وَثَمَرَةَ قَلْبِهِ فَلْيُطِعْهُ إِنِ اسْتَطَاعَ فَإِنْ جَاءَ آخَرُ يُنَازِعُهُ فَاضْرِبُوا عُنُقَ الآخَرِ "Her kim bir İmâma [Halîfeye] bey'at edip elinin ayasını ve kalbinin semeresini verirse, gücü yettiğince ona itaat etsin. Eğer bir diğeri onunla (yönetimi ele geçirmek üzere) çekişmek için gelirse, o diğerinin boynunu vurun!"

Ve şöyle buyurmaktadır:

إذا بويع لخليفتين فاقتلوا الآخر منهما "İki Halîfeye biat edildiğinde, onlardan sonuncusunu öldürün."

İlk hadis, devletin parçalanmasının haramlılığını belirlemekte, parçalanmasına izin verilmemesini ve kılıç zoruyla da olsa ondan ayrılmanın yasaklanmasına teşvik etmektedir. İkinci hadis ise devletin, birden fazla devlete dönüştürülmesinin haramlılığını belirlemekte ve bir Halîfenin dışında başka bir Halîfenin varlığına izin vermemektedir. Bundan dolayı İslâm'da Yönetim Nizamı, federal sistem değil vahdet nizamıdır ve vahdet nizamı dışındakileri kesin olarak haram kılmaktadır. Bunun yanı sıra İslâm yönetimi, dünyanın her yerinde tek bir yönetimdir. Özel bir bölge ve özel bir gurup için özel bir yönetim bulunmaz. Bu da hangi isim altında olursa olsun federal sistemin, kesinlikle haram olması demektir.

Müslümanların zihinlerine, Cumhuriyet Nizamının İslâm'dan olduğu egemen oldu. Bunun sebebi ise Cumhuriyet Nizamının kâfir Avrupa hadâratının bir ürünü olduğunu bilmelerine rağmen Batı ve onun yöneticilerden olan ajanları ile saltanat âlimlerinin maksatlı saptırmalarıdır. Zira onlar, bataklığına saplandıkları Orta Çağ karanlığının zulmünden kendilerini kurtarmak için "Demokrasi-Laiklik-Cumhuriyet" şeytanı üçgenini meşrulaştırdılar. Ancak gerçekte karanlık Orta Çağlar ile icat ettikleri şeytan üçgeni arasında geniş bir fark yoktur. Zira -kendi iddialarına göre- kurtulmak için Cumhuriyet ile Demokrasiyi ortaya çıkarmalarına rağmen onlar, dünyayı kargaşa, savaş, zulüm ve adaletsizlikle doldurdular. Zira Müslümanların beldelerini, kana ve gözyaşına boğdular, ortaklık ve yatırım adı altında halkların servetlerini yağmaladılar. Mesela Osmanlı Hilâfet Devleti'nin yıkılması ve İmam Muhammed el-Bedr'e karşı yapılan askerî darbeden sonra Yemen, bu şerle yönetilerek Cumhuriyetin gölgesinde daha çok geriye gitti. Böylece Yemen ve halkı, aşağıların en aşağısına sürüklendiler. Zira Yemen, tarihi boyunca tüm alanlarda Cumhuriyetin gölgesinde ulaştığı bu denli bir çöküş noktasına ulaşmamıştır.

Cumhuriyet İslâm'ın yerini aldı, Batının tüm fesatlarını ve şerlerini bize getirdi. Bundan dolayı Cumhuriyet Nizamı ile İslâmî Hilâfet Nizamı'nın arasını ayırmak kaçınılmazdır ki İslâm Yönetimi ile Laiklik Yönetimi arasındaki engin ve açık farkı bizzat gözlerinizle göresiniz.

Cumhuriyet Nizamı, dini hayattan ayırma ve halkın yönetimi esasına dayanır ve onda egemenlik halka aittir. Dolayısıyla hangi nizam ile hükmedileceğine karar veren bizzat halk olup o, yönetim ve yasama hakkına sahiptir. Dolayısıyla o, dilediği herhangi bir yasamayı ve herhangi bir kanunu getirme hakkına sahiptir. Herhangi bir yöneticiyi getirme ve azletme, küfür dahi olsa anayasa ve kanunlar çıkarma, onları ilga etme veya değiştirme hakkına sahiptir.

Oysa İslâm Nizamı, İslâmî akîde ve şer'î hükümler esasına dayanır. İslâm'da egemenlik Ümmete değil, şeriata aittir. Ne Ümmet, ne de Halîfe İslâm'da yasama hakkına sahiptir. Zira kanun koyucu ancak Allah'tır. Halîfe ise ancak Kitâp ile Sünnetten hükümler benimseme hakkına sahiptir ki böylece anayasa haline gelir. Ayrıca Ümmet, Halîfeyi azletme hakkına sahip değildir ve onu azledecek olan muayyen hükümler çerçevesinde şeriattır. Ümmet, Cumhuriyetin yaptığı gibi cebir, zorlama ve halkın iradesini taklit etme ile değil de seçimler, rıza ve ihtiyarla Halîfeyi nasbetme hakkına sahiptir. Çünkü İslâm, otorite ile yönetimi Ümmete vermiştir ki seçtiği ve biat ettiği kimse ona vekâlet eder. Dolayısıyla Halîfe, Ümmetin vekilidir ve Cumhuriyette olduğu gibi onun yanında bir ücretli değildir. Zira Cumhuriyette, şeriatın siyasetini, hatta halkın veya Ümmetin siyasetini infaz etmek yerine kendi çıkarlarını gerçekleştirmesi ve kendi siyasetlerini uygulaması için kapitalistler ve nüfuz sahipleri, bir kişiyi ücretli olarak tutarlar!

Hilâfet Nizamı'nda ise, Ümmetten mesul olan Halîfedir ve Ümmet tarafından muhasebe edilir. Ancak Ümmet, onu azletme hakkına sahip değildir. Onu azletme hakkına sahip olan şeriattır. Yani şer'î bir hükme muhalefet ettiği zaman, azli gerektirir ve bunu kararlaştıracak olan da Mezalim Mahkemesi'dir. İşte Kapitalizm ve Cumhuriyette bu mahkemeye yer yoktur!

İster başkanlık, isterse parlamenter olsun Cumhuriyet Nizamı'nda başkanlık, belirli bir süre ile sınırlıdır ve bu seneler içerisinde yeryüzünde fesat saçsa dahi hiçbir kimse onu azledemez. Ancak İslâm ve Hilâfet Nizamında, Halîfenin süresi ne belirli bir zaman süresi, ne de birkaç yıl ile sınırlıdır. Bunun tahdidi, ancak şeriatı infaz etmesi kapsamına göredir. Zira bir gün veya bir hafta veya bir ay dahi olsa şeriata muhalefet ettiğinde Mezalim Mahkemesince azledilir ve bir gün daha dahi yönetimde kalamaz.

Buna göre esas, kaide, şekil ve içerik bakımından aralarında büyük tenakuzluk olmasından dolayı İslâm Nizamı, Cumhuriyet Nizamıdır veya İslâm Cumhuriyetidir demek kesinlikle caiz değildir.

Bu, nizamların Allahu Te'alâ'nın şeriatına muhalefeti açısından böyledir. Bunların zararları açısından ise şöyledir; Yemen'in taksim edilmesine, sömürgecilerin tahakkümü ile egemenliğini kolaylaştıracak olan birçok devletçiklere parçalanmasına, savaşların ve kargaşaların tahrikine davet etmektedirler. Son olarak deriz ki; ortaya atılan her çözüm, bizzat Allah'ın şeriatına muhalif  bir çözümdür ve Allah, İslâm'dan başkasına muhakemeyi haram kılmıştır. Bundan dolayı sizleri, sizleri İslâm râyesi altında birleştirecek, sorunlarınızı ve tüm İslâmî Ümmetin sorunlarını halledecek İkinci Râşidî Hilâfet Devleti olan hak, adalet, hayır ve nûr devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz ey Yemen Halkı.

فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً "Eğer herhangi bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, gerçekten Allah'a ve Âhiret Günü'ne inanıyorsanız, onu Allah'a ve Rasulü'ne döndürün. Bu, hem daha hayırlı hem de netice bakımından daha güzeldir." [en-Nisâ' 59]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 735417068
http://www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: yetahrir@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER