Cumartesi, 10 Zilkâde 1445 | 2024/05/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Amerika Bangladeş'i Hedef Almaktadır Ey Müslümanlar! O Halde Amerikan Haçlı Seferini Önlemek için Hizb-ut Tahrir'in Yanında Yer Alınız

Bangladeş'teki Amerikan Büyükelçiliği, 05.11.2009'da bir basın açıklaması yaparak kasım ayında Chittagong bölgesinde Amerikan Deniz Kuvvetleri'nin Bangladeş Kuvvetleriyle birlikte "Pars Köpek Balığı" adı altında ortak askeri tatbikatlar yapılacağını ilan etti. Basın açıklamasında, tatbikatların Bangladeş Deniz Kuvvetleri Birliği ile Amerikan Deniz Kuvvetleri arasında olup terörle mücadele, deniz korsanları ve çeşitli deniz tehditlerine yönelik alanlarda olacağı belirtilmiştir. Buna ek olarak Büyükelçilik, 2 kasımda yaptığı diğer bir basın açıklamasında, Korgeneral Benjamin Mixson, Pasifik bölgesindeki Amerikan ordusunun genel komutanı Amiral John Bird, Yedinci Amerikan Deniz Donanmasının komutanı, Amerikan Marina Corps'da Tümgeneral Randolph Ellis, Atlantik Okyanusu'nda Amerikan liderliğindeki Stratejik Planlama ve Politika Müdüründen her birinin ayrı ayrı iki ülke arasındaki ortak güvenlik bağlarını güçlendirmek için Dakka'yı ziyaret edecekleri, Bangladeş ordu ve deniz kuvvetleri komutanları ile Bangladeş hükümeti içerisindeki siyasi liderler ile bir araya gelerek istikrarı pekiştirmek amacıyla güvenlik güçlerinin bölgenin karşı karşıya kaldığı zorluklara karşı koymada ne kadar hazır olup olmadıkları üzerinde durulacağı belirtilmiştir.

Tatbikat operasyonlarına "Pars Köpek Balığı" ismi verilmesi ustaca yapılmıştır. Zira bu isim, Amerikan kuvvetlerinin bulunduğu muhtelif ülkelerde gerçekleştirdiği operasyonların tabiatına uygun düşmekte olup bunlara "Takip Avcılığı" ve "Yırtıcı Avcılık" gibi isimleri kullanması alışkanlığıyla da örtüşmektedir. Güvenlik işbirliği olarak adlandırılan bu tatbikatlar, İslam'ın kalkınmasını önlemek ve bölgeye ilişkin stratejik planlarını uygulamak için Müslümanları kendi egemenliği altında bırakmak amacıyla Amerika'nın kurduğu habis tuzaktan başka bir şey değildir. Bunun yanı sıra bölgesel ve küresel şartları inceleyen bir kimse Amerika'nın, Çin'in büyüyen gücünden endişelendiği ve gelecekte Çin ile Hindistan arasındaki stratejik işbirliğinden korktuğunu mülahaza eder. Bu nedenle Amerika, Çin ile Hindistan'ı birbirine bağlayan Bangladeş'in stratejik konumuna büyük bir ilgiyle bakmakta ve bölgedeki projelerini uygulama açısından önemli bir konumda görmektedir. Bundan dolayı Amerika, hem Bangladeş'teki Müslümanları bastırmak ve onları boyun eğdirmek hem de Çin ölçeğinde sömürgecilik çıkarlarını garantilemek ve Hindistan'ı yakından kontrol etmek için Bangladeş'teki varlığını güçlendirmek istemektedir.

Tüm bunların da ötesinde, İslam'ın fecrinin ikinci bir defa doğmasını önlemek amacıyla haçlı seferine yönelik hedeflerini gerçekleştirmek için bu bölge de dahil dünyanın dört bir tarafında süregelen Amerika'nın kararlılığına ve çabasına şahit olmaktayız. Bu nedenle Amerika'nın bölgedeki varlığını güçlendirmesinin arkasındaki asıl sebep Pakistan veya Bangladeş veya Endonezya'da Hilafet Devleti'nin ikame edilmesini önlemektir. Zira Amerika, Hizb-ut Tahrir'in davet ettiği Hilafet fikrine yönelik bölgede büyüyen kamuoyu desteğini gözlemlemesinin yanı sıra geçmişe oranla Hizb'in hedefini gerçekleştirmesine daha da yakınlaştıran insanların Hizb-ut Tahrir'e verdiği güçlü desteğe de şahit olmaktadır. Amerika, Hilafet Devleti'nin ikame edilmesinin kendi sonunun başlangıcı -yani Müslümanlara karşı sürdürdüğü haçlı seferlerinin ve dünya üzerindeki egemenliğinin sonu- olacağının farkındadır.

وَقَدْ مَكَرُواْ مَكْرَهُمْ وَعِندَ اللّهِ مَكْرُهُمْ وَإِن كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ " Gerçekten onlar, tuzaklarım kurdular; Allah katında da onlara tuzak var; isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!" [İbrahim 46]

Amerika, hedefini gerçekleştirmek için Bangladeş ordusuna, donanmasına ve hava kuvvetlerine tahakküm etmeye gerçekten önem vermekte ve buna ulaşmak için de kurnazlık yapmak ve barbarlığının gerçek yüzünü göstermemek için üsluplarının arkasına gizlenme yöntemini takip etmektedir. Dolayısıyla o, bıkmadan ve usanmadan adım adım ilerlemektedir. Zira Amerikan Askeri Kuvvetleri, 01.11.2008'de Muiniddin tarafından desteklenen Fahrettin'in olağanüstü hal hükümeti döneminde teröristlerin yollarını takip etmek gibi yalan bir gerekçe adı altında Bangladeş'in civar devletlerle olan sınırlarını ihlal etmiştir. Bunun ardından kasırgaların bölgeyi silip süpürmesi sırasında insani yardımlar gerekçesi altında Deniz Kuvvetleri'ni Bengal Körfezi'ne göndermiş ancak Hizb-ut Tahrir'in bölgedeki kötü niyetlerini ifşa etmesinin ve insanları ona karşı galeyana getirmesinin ardından körfezde kalmayı başaramamıştır. Ardından Amerika, İngiltere ve Hindistan ile bir anlaşma yaparak 2008 Aralık'ta yapılan seçimler yoluyla Şeyha Hasina'nın otoriteye geri dönmesine muvafakat etmiştir. Zira Bangladeş Halk Partisi'nin içerisindeki müttefiklerine hiçbir itirazda bulunmaksızın anlaşmayı kabul etmelerini emretmiştir. Hükümetin, sınır muhafızları katliamı hususunda Hindistan ile yaptığı gizli anlaşmanın ardından Amerika, yönetime ulaşmak ve Bangladeş hükümetine mutlak olarak tahakküm etmek için ordu safları arasında kendine ait bir taban oluşturmak amacıyla hızlı bir şekilde harekete geçmiş ve Amerikan çıkarlarına yönelik ordudan kaynaklanan herhangi bir reaksiyondan etkilenmemek için ordunun pasif olarak subaylarının katledilmesini izlemesini sağlamaya çalışmıştır. Son olarak Amerika, bölgedeki planlarını uygulamada kullanmak amacıyla Bangladeş hükümetine kendisi için bir hava üssü inşa etmesini emretmiştir. Bunun yanı sıra Amerika, Bangel Körfezi'nde bir deniz üssü inşa etmek için de hırs göstermektedir.

Ey Müslümanlar!

Bu ortak tatbikatların bir son değil bilakis bir ilk olduğunu iyi bilmelisiniz. Çünkü Amerikan kuvvetleri her nereye yerleşmişse hemen harp ateşini tutuşturmaktadır. Zira Amerika, 11 Eylül olaylarının akabinde başlattığı haçlı seferlerinden sonra İslami beldeleri tek tek tahrip etmeyi kendine bir borç bilmiştir. Nitekim Afganistan'a savaş açmış ve terörizmle savaş gerekçesi altında burasını işgal ederek harap etmiştir. Ardından kitle imha silahlarının yok edilmesi gerekçesi altında askeri mekanizmasını Irak'a nakletmesine rağmen beşer hayatını, onların evlerini, okullarını ve hastanelerini yıkmaktan başka bir şey yapmamaktadır ki hala Amerika'nın, Taliban kuvvetlerini suçlayarak yaptığı patlama operasyonları sırasında Pakistan'ı nasıl harap ettiğine şahit olmaktayız. Gerçekte ise bu yapılan operasyonları, Amerikan Güvenlik Güçleri ile Blackwater gibi bunlara bağlı özel katliam şirketleri gerçekleştirmektedirler. Aynı zamanda Svat, Veziristan ve diğer yerlerde Müslüman kardeşleriyle savaşması hususunda Müslümanların ordusunu istismar etmek için Zerdari ve Giylani gibi ajanlarını da harekete geçirmektedir. Şimdilerde ise Amerikan Kuvvetleri, ellerindeki yüzlerce ve binlerce Müslümanların kan lekesiyle Bangladeş kıyılarına inmiştir.

Bu tatbikatların, terörle mücadele, korsanları takip etme ve deniz tehditlerine yönelik olduğu iddialarına gelince; iğrenç bir Amerikan şakasından başka bir şey değildir! Zira genelde dünyada özelde ise İslami alemde Amerika'nın çalışmalarını ve politikalarını takip eden herkes bilmektedir ki dünyadaki terörizmin kaynağı bizzat Amerika'nın kendisi olduğu gibi Avrupalı ve Rus hasımlarını tehdit etmek için Kızıldeniz ve Umman Denizi'ndeki korsanları destekleyen ve istismar eden de bizzat Amerika'nın kendisidir.

Ey Müslümanlar!

Amerika'nın, her an İslami ümmetin maslahatlarına karşı çalışan düşman bir devlet olduğunu bilmelisiniz. Zira Amerika, ister Irak ister Afganistan isterse Pakistan'da olsun Müslümanların düşmanıdır. Dolayısıyla Amerika, ister bir siyasi bir partinin içinde olun veya olmayın isterse de Hizb-ut Tahrir'in veya Avami Birlik Partisi'nin veya Bangladeş Halk Partisi'nin üyeleri olun Müslümanlar olarak sizlere karşı komplolar kurmaktan bir an bile geri durmayacaktır. Allah [Subhanehu Te'alâ] şöyle buyurmuştur:

مَّا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْكُم مِّنْ خَيْرٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَاللّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَن يَشَاءُ وَاللّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ "(Ey müminler!) Ne Ehl-i Kitaptan olan kâfirler ne de müşrikler Rabbinizden size bir hayır indirilmesini isterler. Halbuki Allah rahmetini dilediği kimseye verir. Allah büyük lütuf sahibidir." [Bakara 105]

O halde düşmanınız Amerika ile onun kölesi olan Hükümete karşı seslerinizi alabildiğince yükseltin ey Müslümanlar! Şayet bunu yapmazsanız sizin bu sessizliğiniz planlarını uygulamak için Amerika'ya güç verecektir. Dolayısıyla kesin bir şekilde Amerika'ya haddi bildirilmezse iradesini sizlere empoze etme ve büyük bir zarar verme konumuna gelecektir. Allah [Subhanu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:

إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَاء وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُم بِالسُّوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ "Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler." [Mumtehine 2]

Ey Aydınlar, Alimler, Siyasiler ve Kuvvet Ehlinden Olan Muhlisler!

Sizlere düşen askeri ve siyasi olmak üzere sömürgeci güçlerle yapılan her türlü işbirliğini reddetmeniz ve Pakistan, Afganistan ve Irak'ta yaptığı gibi ayaklarını Bangladeş'te sağlamlaştırıp iş işten geçmeden önce Amerika'ya karşı koymanızdır. O halde Hizb-ut Tahrir'in yanında yer alınız ve Allah'ın kitabı ile nebisinin sünneti ile hükmedecek, Amerika, İngiltere ve Hindistan'a şeytanın vesveselerini unutturacak güçlü bir askeri güç inşa edip onların İslami ümmet üzerindeki egemenliğini yok edecek olan Hilafet Devleti'ni ikame etmesi için ona nusret veriniz.

Allah [Subhanehu ve Te'alâ], kendisiyle cennete nail olasınız diye İslami Raşidi Hilafet Devleti'ni ikame etmek için sizlere ikinci bir altın fırsat bahşetmiştir. Nitekim birinci altın fırsat, Ensarın, kendisinden sonra İslami Devlet'in ikame edildiği Akabe biatinde Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e verdiği nusret esnasında olmuştur. Siret kitaplarında geçtiği üzere Ensar, Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e "Şayet bunu yaptıklarında kendileri için ne var?" diye sorduklarında onlara: "Cennet var" cevabını verince Ensardan, "Uzat elini sana biat edeceğiz" demeyen hiçbir kimse kalmadı ve ona biat ettiler. Bugün sizlerden Ensarın yaptığını yapacak ve Ensarın efendisi Sa'd Bin Muaz [Radıyallahu Anhu] gibi erlerin adımları üzere yürüyecek olan kim vardır? Sa'd Bin Muaz ki Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] onun vefat ettiğini işitince yas tutan annesine gelerek ona şöyle demiştir:

فلتجففي دمعك فإنّ ابنك أول من ابتسم الله له واهتز له عرش الرحمن "Gözyaşlarını sil. Muhakkak ki senin oğlun Allah'ın kendisine tebessüm ettiği ilk kişidir ve onun için Rahman'ın arşı titremiştir."

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizleri size hayat veren şeye davet ettiğinde ona icabet ediniz."[el-Enfal 24]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti


H. 18 Zilka’de 1430
M.  Cuma, 06 Kasım 2009

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER