Çarşamba, 22 Şevval 1445 | 2024/05/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Özbekistan Devlet Başkanı Katil Kerimov İle Zümresinin Cürümlerinden Bazıları ve Amerika İle Avrupa Birliği'nin Onunla Nasıl Muamelede Bulundukları

Kerimov ve zebanileri, Özbekistan'ın birçok cezaevlerinde özellikle "Hizb-ut Tahrir" şebabı olmak üzere düşünce suçlusuyla dolu mazlumlara vahşi işkencenin her türlüsünü kullanmaktan geri durmamışlardır. Dolayısıyla bu işkence durmamış, bilakis yıllarca devam etmiştir. Halbuki bu hizbin, siyasi bir hizib olup şiddet eylemlerine karışmadığı bilakis amelini fikirle sınırlandırdığı bilinmektedir. Hatta bu, küresel olarak bilinen bir gerçektir.

Hiz-ut Tahrir şebabından yüzlercesi, bu işkence altında şehit edilmişlerdir. Bu şehit edilenlerden sonuncusu ise 1972 yılında Andican şehrinde doğan merhum Selahaddinov Kazım Aye'dir. Nitekim cezaevi polisi, 16.02.2012'de onun mübarek cesedini "San Karad'tan" Andican'daki evine getirmişlerdir. Hatta -özel emirler vererek ölüme varan işkenceler işleyen- mücrim Kerimov, bununla yetinmemiş bilakis her zaman olduğu gibi zebanilerine, şehit yakınlarını cenazeyi acil olarak defnetmeye zorlamaları emrini vermiştir ki insanlar yoğun bir şekilde toplanmasınlar ve rejimin Devlet Başkanı'nın cürümlerine tanıklık etmesinler. Ey be Salahaddin, sen ve kardeşlerin, Firdevs-ül Ala'nın Naim cennetlerine girersiniz inşallah. Mücrim Kerimov ve zebanilerine gelince; Kaddafi gibi sizlerinde sonu çok yakındır Allah'ın izniyle. Bu, dünyada olacak olandır. Ama ahirette, hep birlikte cehennemde olacaksınız.

Kerimov ve zümresi, "Hizb-ut Tahrir" şebabı ve onlar gibi İslam'a ve Raşidi Hilafet'i kurmaya davet edenleri tutuklamak, uzun yıllar zorla yönetmek ve yıllar boyu işkenceye devam etmekle yetinmemekteler bilakis cezaevi kurallarına uymadıkları gerekçesiyle ilk hapis müddeti sona eren mahkumların hapis sürelerini yenilemektedirler. Nitekim onlar, hapis müddetini sadece İslam'a davet ettikleri için uzatmaktadırlar. Oysa öldürme, hırsızlık, zina, yok kesme, esrar ve eroin bağımlılığı gibi gerçek suçtan hapis yatanların hapis sürelerini uzatmamaktalar dahası genellikle bunları, süreleri bitmeden çıkarmaktadırlar.

Hapis süreleri yenilenen "Hizb-ut Tahrir" şebabından bazıları şunlardır:

- 1973 doğumlu Hamde Mahoçiyev Kudratallah. 51/64 . RY cezaevinde yatmaktadır. İlk hapis süresinin bitmesinin ardından süresini ikinci defa yenilemelerinin yanı sıra ikinci süresinin bitmesinin ardından da hapis süresini üçüncü kez yenilemişlerdir ki bunun süresi ise 4.5 yıldır.

- 1976 doğumlu Nurmatov Sadık. "Caslık" cezaevinde yatmaktadır. Buna da yeni bir hapis süresi eklenmiş olup bu süre 5 yıldır ve kendisi "Zarafşan'a" nakledilmiştir.

- Bayan şabbe Miraç, Taşkent'teki "KIN-7" cezaevinde yatmakta olup ilk hapis süresi olan 6.5 yılın sona ermesinin ardından buna 3 yıl daha eklenmiştir.

2012 Ocak ayında ilk hapis süreleri sona eren bayan şebabatlar şunlardır:

- Karoso şehrinden Ganbove Omidah

- Hoca Abad şehrinden Kolnerah.

- Pola Kabaşi şehrinden Mevlüde

Bunlardan her birine 3 yıl hapis süresi eklemişlerdir.

Resul (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), işkence gördükleri sırada Yasir ailesine şöyle demiştir:

صبراً آل ياسر فإن موعدكم الجنة "Sabredin Yasir ailesi! Zira size, cennet vaat edilmiştir."

Bizler de zalimlerin cezaevlerindeki bu bayan şebabatlara, onların bacılarına ve kardeşlerine deriz ki; "Sabrediniz! Zira batıl devlet, bir saatlik olup hak devlet ise kıyamet gününe kadardır. İnşallah sizlere, yakın bir nusret ve Allah'ın fazlıyla ahirette de cennet vaat edilmiştir."

Kerimov, 1999'da bir komplo kurarak "Hizb-ut Tahrir'e" darbe indirmek amacıyla bu hizbi, kendisine suikast düzenleme girişiminde bulunmakla suçlamıştır. Şimdiye kadar hala onun cezaevlerinde bu hizbin şebabından sekiz bin (8000) küsur kişi bulunmaktadır. Bir zamanlar o, parlamentoda ayağa kalkıp göğsüne vurarak şöyle demiştir: "Bizler, söze sözle, fikre de fikirle mücadele ederiz." Ve şöyle eklemiştir: "Bizler, ne kadınları nede çocukları cezalandırırız." Böyle söylediği halde masum kadınları cezalandırmakla kalmamakta bilakis her ne zaman onların ceza süreleri sona erse bu cezalara bir yenisini eklemektedir. Ey zalim! Ne kadar yaşarsan yaşa bir gün sen de öleceksin.

Ülkede büyük servetler bulunmasına rağmen Özbekistan'daki insanların geneli aşırı yoksulluk içerisinde yaşamaktadırlar. Mesela şehirlerde yaşayan insanlara günlük olarak 8-10 saat elektrik verilmekte olup köylerdeki insanlar ise çoğu zaman ardı ardına 3-4 gün elektrikten mahrum edilmektedirler. Hakeza doğalgazın durumu da aynı şekildedir.

İktidar, mevcut rejimi şikayet eden yada onu eleştiren herkesi cezalandırmak amacıyla casuslarını ve ajanlarını ülkenin dört bir tarafındaki insanların arasına yaymaktadır. Nitekim insanların ağızlarının kapanmasında 2005 yılındaki Andican katliamının büyük etkisi olmuştur.

Rejimin, cezaevleri ve toplum içerisindeki halka uyguladığı bu baskı ve vahşi işkenceye rağmen Batılı devletler, bu rejimin cürümlerine karşı gözlerini kapayıp kulaklarını tıkadıkları halde baskıcı diktatörle mücadele ettiklerini, özgürlüklere ve insan haklarına hırs gösterdiklerini iddia etmektedirler. Ancak onlar, yalan söylemektedirler. Zira onların yalanları, bu rejime dayattıkları yaptırımları çoğu kez durdurmalarında açığa çıkmaktadır. Mesela Avrupa Birliği, 2005 yılında Andican katliamını işlediği sırada Kerimov rejimine karşı birtakım yaptırımlar benimsemiş ama 2009 yılında bu yaptırımları durdurmuştur. Yine Amerika Birleşik Devletleri, 2004 yılında bu rejime karşı bir takım yaptırımlar benimsemiş ama 2011 yılının sonlarında bu yaptırımları durdurmuştur. Onların bu yaptırımları durdurma gerekçeleri ise yaptırımları işe yaramaz olarak görmeleridir. Aslında onları bu yaptırımları durdurmaya yada ortadan kaldırmaya zorlayan şey, insani eylem ve halkların özgürlükleri değil bizzat çıkarlarıdır. Zira onlar, ülkede bulunan birçok servetlere Çin ve Rusya'nın egemen olmasından korkmaktadırlar. Mesela Almanya'nın, Tirmiz beldesinde kendisine ait askeri bir üssü bulunmaktadır ki bu üs, Özbekistan rejimi için güçlü bir koruma oluşturmaktadır. Ayrıca Hillary Clinton, Özbekistan'ı ziyaret ettiğinde şöyle demiştir: "Daha önce dayatmış olduğumuz yaptırımları ortadan kaldırmayı bir görev biliriz. Çünkü Özbekistan, insan hakları koşullarını iyileştirme yönünde ilerlemektedir."

Ey Özbekistan'daki Müslümanlar! Birçok Arap ülkelerindeki kardeşlerinizin nasıl harekete geçtiklerine, Kerimov rejimi benzeri zalim baskıcı rejimlere karşı nasıl korku engelini kırdıklarına ve o zalimleri nasıl devirdiklerine bir bakınız. Zira onlardan bazıları dışarı kaçmışlar ve bazıları da masumları hapsetmelerinin ardında cezaevinde yatmaktadırlar. Bu hareketlerin enfeksiyonu yakında sizlere de bulaşacaktır inşallah.

Sakın kafir devletlere meyletmeyiniz. Zira onlar, insani meselelerle ilgilenmiş gibi görünen iki yüzlülerdir. Çünkü onlar, asla kendi çıkarlarından başkasıyla ilgilenmezler.

 

وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ "Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzak kuruyordu. Şüphesiz Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır." [et-Enfâl 30]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Özbekistan


H. 8 Rabi-ul Evve 1433
M.  Salı, 31 Ocak 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER