Cumartesi, 10 Zilkâde 1445 | 2024/05/18
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu

No: KI–BA–2017–MB–TR–01 H. 3 Cumâde’l Ûlâ 1438
M. Salı, 31 Ocak 2017

Kırgızistan Devlet Kontrolündeki Düzen Çöküşün Eşiğinde

Kırgızistan devlet rejimi, neredeyse çökmek üzeredir. Dağılmaya başladığı için Kırgızistan devlet kontrolündeki düzen tehlikenin eşiğindedir.

Bunun nasıl böyle olduğunu söyleyebiliriz? Devlet, rejim ve kanunlara bağlı kurumlardan oluşur. Devletin yönetim sistemi, belli bir ideolojiye dayalı olmalıdır. Kırgızistan devleti, demokratik ilkelere dayalı kapitalist ideoloji temeli üzerine kuruludur Rejim ve yapısı ve devletin benimsediği yasaların idaresi, kapitalist ilkelere dayanmaktadır. Son zamanlarda hükümet, Müslümanları “terörist ve aşırılar” olarak damgalamak için çalışmaktadır. Şimdi de Müslüman vatandaşların şikâyet ve protestosuna vurdumduymazlıktan gelen bir rejim geliştirdiler. Şikâyetleri görmezden gelmek için tüm devlet kurumlarına talimat verildi. Ayrıca uluslararası politika ve dilsiz diğer uluslararası örgütler de Kırgız yetkililerin Müslümanlara karşı bu mücrim saldırılarına tam destek veriyorlar. Hatta gerektiğinde yardımcı bile oluyorlar. Sonuç olarak hükümet, baskı ve önyargılara dayalı Müslümanlara özel yöntemler geliştirdi. Müslümanlar, bu yılın başından beri Kırgızistan’ın 3, 27 ve 47 nolu koloni hapishanelerinde protestolarda bulunmaktadır. Açlık grevi başlattılar ve şuana dek de grev devam etmektedir. Ancak biz, hükümet kuruluşları ve insan hakları örgütlerinin aldırmazlığı ile karşı karşıyayız. Hâlâ yüzlerce temyiz dilekçesi, şikâyetler, mektuplar, protestolar sumen altı edilmektedir. Mahkûm yakınlarının şikâyet dilekçeleri yanıtsız bırakılarak görmezden gelinmektedir.

Devlet düzeninin bu çöküşü Sovyet döneminin sonlarında bile yoktu. Bu, devlet aygıtının çöküşüdür. Hükümet, kendi varlığı ve bir avuç elit yararına çalışan kolluk kuvveti çalışanları üzerindeki kontrolünü kaybetmiştir.

Kamu yönetiminin çöküşüne bazı örnekler vereceğiz.

16 Ocak günü Türk Hava Yollarına ait Boeing 747 kargo uçağı, Bişkek Havaalanı yakınlarındaki Daca-Su kasabasına düşmüştür. Bu trajik kazada onlarca insan hayatını kaybederken evleri yıkılmış ve bazıları da yanarak can vermiştir. Bu trajik kazanın ardından spekülasyonlar baş göstermiş ve Kırgızistan’a sokulmak üzere uçakta çok büyük miktarlarda yasadışı mallar olduğu ileri sürülmüştür. Konunun araştırılması için soruşturma komisyonu kurulmasına karar veren meclis, Kırgızistan’ın en etkili politikacısı olarak bilinen Ömer Bek Tikibayev de komisyon başkanlığına getirmiştir. Kendisine bir de deneyimli bir asistan tayin edilmiştir. Ancak araştırma komisyon, herhangi bir bilgi ve bulguya rastlayamamış ya da uçağın enkazı apar topar saklanmıştır. Müslümanlar karşıtı olan ve Kırgızistan elitinin onayı hatta doğrudan katılımı ile kurulan bu kalleş rejim, şimdi ekonomik mafya grupları oluşturmaya başlamıştır. Bu gruplar sadece Müslümanlara değil, Kırgızistan çıkarlarına da taciz etmektedirler. Sorumluluk ve yükümlülüklerden kaçınmak için Kırgızistan devleti, mafya bozuntusu bu bozuk mekanizmayı etkin bir şekilde istismar etmektedir. Bütün imkânlara sahip ve herhangi bir kesime karşı devlet gücünü kullanan bu mafya düzeni, zamanı gelince devlete de baskı uygulayacak ve devlet medyasını kendi yararına kullanacaktır. Tüm belgeler, soruşturma tutanakları ve dava ile ilgili bilgiler göz ardı edilecektir.

Kırgız hükümeti, bu hegemonya yükünün üstesinden gelebilecek güçte değildir. Şu an kısır bir döngünün eşiğinde ve aynı hataları tekrar edip durmaktadır. Oysa hükümet, inanç, milliyet ve etnisiteye bakmaksızın bütün vatandaşların haklarının korunmasını ön gören hukukun üstünlüğünün sigortasıdır. Bir devletin yönetim sistemi, ayrımcılık yapamaz ya da etnisite veya belirli bir inanç mensubu vatandaşların haklarını hor göremez. Ama ne yazık ki bugün Kırgızistan’da bir cinayet işlense, soruşturmanın sonuçları beklenmeden “bunu yapanlar İslamcı teröristlerdir” diye parmaklar hemen Müslümanları işaret etmektedir. Eğer olayda can kaybı olmuş ve rejimin yolsuzluğu ayaklar altına saçılmışsa, tüm bulgular, olayın arkasında ekonomik mafya düzeninin olduğuna işaret etse bile hükümet hemen olayı örtbas etmek için çalışacaktır. Durum daha da vahim hale gelirse, suç dosyasını kapatmak için hükümet, Müslümanları tutuklamaya başlayacak, evlerde aramalar yapacak “CD, bildiri ve kitaplar” bulacaktır. Müslümanlara karşı daha sert önlemler almak için medya borazanlığı yoğunlaşacaktır.

Küfür âlemi, Müslümanlara karşı baskıyı artırıyor. Bugün Kırgızistan’da Müslümanlarla mücadele edilirken açıkça ülkedeki Müslümanların hakları çiğneniyor, karalama kampanyaları yürütülüyor. Egemen sınıf, Müslümanlara karşı saldırganlık ve uluslararası uygulamalar temelinde ülkede otoriter bir rejim kurmak istemektedir. Bunun sonucu olarak Kırgızistan’da otorite, ümmete tehdit teşkil eden kapitalistler ve bozuk milliyetçilerin elinde öbekleşmiştir. Bunlar, hükümeti diğer suç eylemlerinde ümmeti sömüren zenginliklerini şişirmek için bir araç olarak kullanmaktadır. Bunların açgözlülüğü nedeniyle milyonlarca insan evini ve ailesini terk etmek zorunda kalmış ve iş aramak için dünya turuna çıkmıştır.

Tekelcilerin, mallarını uçakla taşıyarak geride bıraktıkları zarar gelince, eğer bu, rakiplerinin iflasına neden olacaksa, bir dizi icraatlar daha yapacaklardır. Hükümet, ilk önce yasal gereksinimleri sıkılaştırmaya başlayacak, aynı zamanda başka tuhaf koşullar daha ekleyecek ve her türlü vergi artırımına gidecektir... Mesela bilgisayar endüstrisini ele alalım. Bu sektörü tekelleştirmek isteyen yozlaşmış bir kapitalist, küçük işletmelerin bilgisayar ithalatına yasak getirmek için çalışacaktır. Yahut ithal edilen bilgisayarlara yüksek vergiler koyulacaktır. Konuyla ilgili başka bir örnek ise, uçağın düşüş skandalıdır. Yolsuzluk aracılığıyla ve tüm gümrük vergilerini geçerek bilgisayar, düşük fiyatlarla piyasaya sürülecektir. Doğal olarak bu da piyasadaki yasal bilgisayar satışında durgunluğa neden olacaktır. Küçük işletmeler iflas edecek ve buralardaki işçiler işsizler kervanına katılacaktır. Kapitaller, yolsuzlukla biriktirdikleri paralarını ülke dışına kaçıracaklardır. Bunun sonucunda yavaş yavaş ülke finansal krizi girecektir. Buna göre yolsuzluk sorunu, yöneticilerdir. “Sorun, İslam ve Müslümanlar değil.” Bu gibi sahtekâr panik yaratan yanlış ifadeler,  ekonomik suçları ve ülkeyi boğan yolsuzluk davalarını örtbas içindir. Biz Kırgızistan halkı olarak haklarımıza saldıran ve vatandaşların sorunlarına aldırış etmeyen hükümet yetkilileriyle her daim mücadele edeceğiz. Boğazlarına kadar yolsuzluğa saplanmış hükümet yetkilileri, kapitalist çıkarların kölesi haline gelmişlerdir. Gerçek şu ki bu, kapitalist sistemin doğasıdır. Herhangi bir demokratik sistemde kesinlikle kapitalizm bağımlısı olacaktır. Bu nedenle bu sistemin nefes aldığını unutmamalıyız. Bu yüzden bu sistemi değiştirmek ve kapitalist sistemin kötülük ve yolsuzluğunu ortadan kaldırmak için canhıraş mücadele etmeliyiz.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://hizb-turkiston.net
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER