Pazar, 11 Zilkâde 1445 | 2024/05/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Köklü Değişim Dergisi'nden Kamuoyuna Duyuru

بسم الله الرحمن الرحيم

Bu duyuru vasıtasıyla herkes, ne kadar samimi, ne kadar sabırlı ve ne kadar güçlü olduğumuzu bir kez daha görsün. Yayın hayatına atıldığımız 2004 yılında "suskunluğun kırılma noktası" olarak kendimizi tarif ettik ve "İslam ile değişmek ve değiştirmek için" yola çıktık. Doğru bildiklerimizi zalimlerden ve onların zavallı zevatından korkmadan her zaman söyledik. Her ne olursa olsun söylemekten de Allah Azze ve celle şahit olsun ki asla geri duymayacağız.

Hukuktan ve adaletten yoksun, kendi beşeri kurallarına bile uymaktan aciz bir sistemle mücadele etmenin muhtemel zorlukları ile karşı karşıyayız. Maalesef bugün burada yapmayı planladığımız konferansımız resmi ve resmi olmayan yollardan iptal edilmiştir. "Müslümanların Bugünkü Durumu ve Çözüm Yolları" adlı konferansımız haksız gerekçeler ile iptal edilmiştir. Dünyanın her tarafında zulümlere maruz kalan, ırzları kirletilen ve hunharca katledilen Müslümanların durumunun düzelmesinden korkan, onları bu yalnızlık çukurundan çıkarmak istemeyen T.C hükümeti ve ona bağlı hareket eden İstanbul Valiliği bir konferansımızı daha iptal etmiştir.

Daha önce de Feshane Kültür Merkezin'de "Gazze olayları" ile alakalı düzenlemek istediğimiz konferansımıza izin verilmemişti. Bu ülkede her türlü çirkin fikre sahip insanların, cinsi sapıklıklara düşmüşlerin bile faaliyetlerine izin verilirken neden Köklü Değişim bu tür engellemelere maruz kalmaktadır? Bunun cevabını, akli selim her insan objektif bir şekilde düşündüğü zaman bulacaktır. Zira Köklü Değişim İslam ile değiştirmek istemektedir. İslam'a ve onun fikirlerine savaş açmış, Müslümanları düşman görmüş, fişlemiş, haklarında belgeler tutmuş bir sistemden zaten fazlasını da beklemiyoruz. Ama eğer bu ülke birilerinin dediği gibi "muz cumhuriyeti" değilse hiç olmazsa kendi koydukları beşeri kanunlara uyma saygısını gösterirler diye ummuştuk ki İslami olmayan beşeri fasit bir nizamdan zerre kadar bile adalet umulmayacağını bir kez daha görmüş olduk.

24 Temmuz 2009 Cuma Sabahı, saat 06.00'dan itibaren bu konferansın engellemek için Emniyet Genel Müdürlüğü ve küresel İslam düşmanları her türlü baskıyı ve saldırıyı kullanmışlardır. Haberlerde asılsız ve mesnetsiz bilgiler dile getirilmiş ve sistemli bir şekilde karalamalar yapılmıştır. Güneş nasıl balçıkla sıvanamaz ise, İslam ve İslami hareket de bunlarla yıldırılamaz. Bütün cahiliye kafalı kişilere bunu, buradan haykırıyoruz.

Söz konusu haksız uygulamanın nasıl gerçekleştiğine gelince;bu haberleri yapanların bize bir mail ve telefon kadar yakın olduklarını ve Müslümanlar hakkında yapılan bu çirkin iftiralara karşı cevap hakkı vermekten bile yoksun olmaları da şaşırtıcı değildir. Zira kimin ekmeğini yersen, onun kılıcını sallarsın. Ama İslami medya olarak bilinen ve bu zulümlere karşı sessiz kalanlar var ya, işte onlardan Allah için söylediklerini yapmadıkları ve hep oyalama taktikleri ile bizleri değil kendilerini kandırdıkları için Mahkemeyi Kübra'da şikâyetçi olacağız.

Yapılan yalan haberlerle alakalı diyoruz ki;

1-    İstanbul Valiliği'nden 15 gün önce izin alarak bu konferansı yapmaya karar verdik. Valiliğe konuşmacıların kimlik suretlerini, ikametgâh adreslerini, konuşacakları konunun içeriğini bildirdik ve izin alarak Spor A.Ş.'den Hakkı Başer Spor Kompleksini kiraladık. Ama daha önce izin vermesine rağmen Valilik, Cuma gecesi konferansı iptal ettiğini tertip komitesine bildirdi. Buradan soruyoruz! Nerede herkes şiddete başvurmadan istediğini söyleyebilir diyen yalancılar! Nerede düşünceye karşı asla bir engellememiz olmaz diyen riyakârlar!

2-    Valiliğe kimliklerini önceden bildirmemize rağmen konuşmacılarımızdan Ercan Tekinbaş ve Musa Bayoğlu Cuma sabahı evlerine yapılan baskın ile haksızca gözaltına alınarak sorguya çekilmişlerdir.

3-    Çıkan haberlerde bugün bizim İstanbul'u kana bulayacağımız dile getirilmiştir. Bizler buraya kendi çocuk, eş ve ailelerimizle beraber gelmekteyiz. Sevdiklerimizi ve değer verdiklerimizi, Müslüman kardeşlerimizi davet etmekteyiz. Nasıl olur da böyle bir saçmalık dile getirilir? Doğrusu anlamakta çok zorlanıyoruz.

4-    Gözaltına alınan kardeşlerimizin terör örgütü üyesi oldukları ve bombalı saldırı hazırlığı yaptıkları yalanı da dile getirilmiştir. Fakat 200 kadar kişinin ev ve iş yeri aramasında ne bir silah ne bir bomba düzeneği ne de bir mühimmat ele geçirilmiştir. Peki, bu çelişki nasıl izah edilir! Atılan bu iftiraların hesabı bir gün mutlaka ama mutlaka sorulacaktır! Çünkü Müslümanların onuru ve şerefi her zaman çok kıymetli ve önemlidir. Şeref ve onurdan habersiz olanların bunu anlaması zor olsa da bir gün bütün hesaplar Allah Azze ve Celle'nin huzurunda verilecektir.

5-    Bir diğer saçma iddia ise; bazı kişilerin Endonezya'ya bomba eğitimi almak için gittikleri ve dönüşte gözaltına alındıklarına ilişkindir. Salı günü Endonezya'nın Başkenti Cakarta'da on binlerce Müslüman ve âlimin katılımıyla her türlü legal izin alınarak "Uluslararası Âlimler Konferansı" yapılmış ve Türkiye'den de bu konferansa katılıp hayırlı bir iş yapmak üzere samimi Müslümanlar yola çıkmışlardır. Bu kişilerin hepsi toplum tarafından itibar edilen seçkin şahsiyetlerdir. Yaş ortalamaları da 40'ın üzerindedir. Nasıl olacak şimdi, asılsız ve yalan haber yapanlar nasıl uyduracaklar minareyi kılıfına! Bu kadar becerikliler mi? Hep beraber göreceğiz. Ya da hala haysiyetli ve onurlu iseler bu basın açıklamasını dikkate alıp gerekenleri yaparlar...

 

Son olarak şunu belirtmek istiyoruz. Bizler Müslüman kimseleriz. Eğer aksini belirten varsa onları gerekçeleri ile birlikte meydana bekliyoruz. Biz inanıyoruz ki, Allah Azze ve Celleye, onun Rasulu'ne ve imanın gerektirdiği hususlara inanmakla birlikte bizim gibi düşünmeyenler de bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in dediği gibi onlara şunu hatırlatıyoruz. كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ "Müslümanın hepsi, Müslümana haramdır, kanı, malı ve ırzı." المُسْلِمُ أَخُو المُسْلِم لا يَظْلِمُهُ وَلا يَخْذُلُهُ "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir, ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz." İşte bizim şiarımız budur.

Medyaya yansıyan haberler tamamen kasıtlıdır. Biz Müslüman kardeşleriniz ile aramıza silah, terör, bomba vb. gibi kelimeler koyarak kaynaşmamızı engellemek istemektedirler. Bizler ise zalimlere ve onların yardakçılarına karşı bu zulümlerinden ötürü olan kinimizi haykırıyoruz ve yakında bir gün bu kin ile mahvolmalarını istiyoruz. Bunun dışında etrafımızda devamlı beşeri ilişkiler kurduğumuz kardeşlerimize ise onları Müslüman kardeşleri olduğumuzu hatırlatıp, oynanan bu sinsi oyuna gelmemelerini istiyoruz.

Zalimlere de şunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Yapılan bu baskılar, yalan haberler ve tutuklamalar, tersi istikametinde karşılık görecek, bizlerin azmini, inancını ve kararlılığını artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ Zulmedenler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini bileceklerdir.[Şuarâ 227]

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Köklü Değişim Dergisi

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER