Pazar, 26 Şevval 1445 | 2024/05/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gıda ve İlaç Malzemeleri Taşıyan Filoyla Özgürlük Sağlanmaz Aksine Ülkeyi ve İnsanları Özgürleştirecek Olan Savaş Filosudur!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Gıda ve İlaç Malzemeleri Taşıyan Filoyla Özgürlük Sağlanmaz

Aksine Ülkeyi ve İnsanları Özgürleştirecek Olan Savaş Filosudur!

Haber:

Türkiye: Özgürlük Filosu’ndaki yardım yüklü gemiler Gazze’ye doğru yola çıkmaya hazırlanıyor. (France 24, 19/04/2024)

Yorum:

Beş bin ton gıda, içme suyu ve tıbbi yardım taşıyan "Özgürlük Filosu’ndaki” en az üç gemi, zalim işgalci Yahudi varlığının uyguladığı kuşatmayı kırmak ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olan sakinlere yardım sağlamak amacıyla Gazze Şeridi’ne doğru yola çıkmak için Tuzla limanından ayrılmak üzere Türkiye makamlarından yeşil ışık bekliyor.

Bu filo ilk değildir; zira Gazze Şeridi’ne uygulanan kuşatmayı kırmak ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 2010 yılında Antalya’dan 700 yolculu 8 kargo gemisi, insani yardım ve inşaat malzemesi taşıyan "Özgürlük Filosu" başta olmak üzere sivil toplum örgütlerine dayalı bu filolar daha önce de tekrarlanmış,gemilerinden biri (Mavi Marmara) Yahudilerin askeri saldırısına maruz kalmış ve on aktivist ölmüş ve 28 kişi de yaralanmıştı; nitekim Türkiye’nin aralarında gerginlik ve krize yol açtığını iddia ettiği bu olay 12 yıl sürmüş ancak saldırı, saldırganlardan hesap sorulmadan geçiştirilmiştir!

Bu filoların ayrılışının birçok delaletleri vardır ki bunlardan bazıları şunlardır:

Birincisi: İslam ümmetinde birçok hayır vardır ve akidevi ve insani bağlarını birleşmiştir; hatta gayrimüslimlerde bile bir iyilik olduğunuz görüyoruz ancak sadece insani açıdan; nitekim aralarında ABD, Kanada, İngiltere, Norveç, Almanya, İspanya ve Malezya’nın da bulunduğu otuzdan fazla ülkeden gelen 280 aktivist, insan hakları savunucusu, avukat ve doktor, bu filoya katılmak istediklerini ifade ettiler.

İkincisi: Kendilerinde insanlık olan bu aktivistlerin, şayet Allah'ın izniyle yakında kurulacak olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin gölgesinde yaşama imkanları olsaydı, onun gölgesinde yeryüzüne yayılacak olan adaleti, hayrı ve nuru görüp yaşadıklarında katılımlarının “لا إله إلا الله محمد رسول الله” akidesine dayalı eylemlere dönüşmesi beklenebilirdi.

Üçüncüsü: Bu özgürlük filosu neyi gerçekleştirdi? Birgün olsun mustazafların üzerindeki kuşatmayı kaldırabildi mi?! Onları Yahudilerin saldırılarından koruyabildi mi?!Gıda, ilaç ve tüm hayati ihtiyaçların sağlanması gereken acil bir ihtiyaç olduğu doğrudur; ancak Gazze halkının tek ihtiyaç duyduğu şey bu mu? Tabii ki hayır; zira onlar, hâlâ her an ölüme ve yıkıma maruz kalıyorlar; nitekim yardımların gelmesini beklerken toplananların birçoğunun nasıl da ihanete uğradığını, bombalandığını ve aralarında şehit ve yaralı bıraktıklarını gördük.

Dördüncüsü: Özgürlük filolarının, özgürlük üretmeleri mümkün müdür? Keşke filonun katılımcıları, Yahudi varlığının yetkililerinin, yasadışı eylemler olmasından dolayı gemilere binmeye ve saldırmaya yönelik herhangi bir girişimde bulunmaları konusunda uyarmaları için basın önünde dünyadan güvenliklerinin ve geçiş özgürlüklerinin garanti altına alınmasını talep etmiş olsalardı!

Nitekim yöneticiler ve onların medyası orduların rolünü, Müslümanların kanını, namusunu ve mallarını savunan bir rolden, uçaklardan yardımlar bırakan ya da onları denizler ve okyanuslar üzerinden gemilerle taşıyan bir yardım görevlisi şeklinde çarpıtmaya çalışmaktadırlar; oysa genelde İslam ümmetinin, özelde ise Gazze halkının ve yeryüzündeki mustazafların, onların gıdalarına ve gözyaşlarına değil, cesaretlerine ve savunmalarına ihtiyaçları vardır!

Ordu filolarının, hem Allah’ın rızasına nail olmak hem de dinini ve namusunu kıskanan her bir mümin Müslümanın arzuladığı şehadeti kazanmak için uçaklarıyla, tanklarıyla, silahlarıyla ve gerekli tüm askeri teçhizatlarıyla hareket etmeleri daha iyi ve daha uygun olurdu; böylece başta nübüvvet döneminden günümüze kadar sahabe-i kiram olmak üzere tarihe kahramanlıklarıyla damga vuran liderlerden Mutasım’ın, Muhammed Fatih’in ve diğerlerinin özelliklerini taşımış olurlardı; nitekim hâlâ onların şöhretleri, kahramanlıkları ve Allah’a halis bir şekilde yönelme niyetleri, nefsinde her zaman ve her yerdeki mustazaf Müslümanlara yönelik cihat ve gayret ruhunu taşıyan herkes için bir motivasyon olmaya devam etmektedir.

Bakın işte son zamanlarda Gazze’de onların gerçek örneklerini görmekteyiz; zira muhlis ve mücahid mümin bir grup (Allah onları korusun ve onları zaferiyle desteklesin; biz hiç kimseyi Allah katında temize çıkarmayız) şaşkınlık yaratmış ve nasıl da bu fedakârlıklarıyla dünyayı hayrete düşürmüşlerdir ve nasıl da onlardan şahit olduklarımızı televizyonlarda ve sosyal paylaşım sitelerinde tekrarlayıp durmaktadırlar; işte bunlar, şanlı İslam tarihi boyunca sahabelerin ve kahraman liderlerin kahramanlıkları hakkında hayalimizde resmettiğimiz şeylerdir.

Allah tarafından desteklenen bu örneklerin bulunduğu bir ümmet, Allah yardımına izin verdiğinde Allah’ın izniyle evlatlarının elleriyle zaferi gerçekleştirmeye muktedir olmasının garantörüdür; Allah’ım onu bizim için yakınlaştır ve bizleri Hilafetin askerlerinden, şahitlerinden ve şehitlerinden eyle. Allahumme Amin.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Raziye Abdullah

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER