حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
No: KI–BA–2024–MB–TR–03 |
H. 2 Zilhicce 1445 M. Cuma, 10 May 2024 |
Hükümetin Biyosfer Bölgesinde Maden Araması Ümmete Karşı Bir Haksızlıktır!
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, “yeraltı doğal kaynakları” ve “biyosfer alanları” ile ilgili yasalarda değişiklik yaptı. Buna göre, jeolojik araştırmalar, biyosfer bölgelerinde araştırma çalışmaları, arazi kaynaklarının jeolojik keşfi, faydalı yatakların çıkarılması ve yeraltı kaynakları için jeolojik arama çalışmaları, hükümetin kararına bağlı olarak yürütülecek. Uzmanlar, Kırgızistan hükümetinin yine bu yasa ile Kyzyl Ombul madeninden uranyum çıkarmaya çalıştığını söylüyor. 2019 yılında, uranyum ve toryum yataklarının araştırılması, aranması ve geliştirilmesi halkın protestoları nedeniyle yasaklanmıştı. Yasanın mevcut versiyonuna göre Issık Göl bölgesi, ulusal öneme sahip SİT alanı olarak tanımlanıyor. Bundan önce, Caparov’un Issık Göl bölgesindeki Kyzyl Ombul madeninde yerel halkla görüştükten sonra maden geliştirme konusu toplumda tartışma yaratmıştı.
Kyzyl Ombul madeni, 1951 yılında Tong ilçesinde açılmıştır. Bölgede yeraltı kaynaklarına sahip beş ana alan bulunmaktadır ve bunların büyük bir kısmı ToguzBulak bölgesinde yer almaktadır. Sovyetler Birliği döneminde yapılan araştırmalar, 13 bin ton uranyum içerdiğini tespit edildi. Yukarıda belirtilen rakamın yalnızca 3.080 ton uranyum keşfedildi. 2019 yılında Eurasia şirketi bu bölgede sondaj çalışmalarına başladı. Ancak yeni araştırmalar, ToguzBulak bölgesinde 3.519 ton uranyum rezervi olduğunu gösteriyor. Uranyum ve bileşikleri, ağırlıklı olarak nükleer santrallerde reaktör yakıtı olarak, nükleer silah ve bombalarda ise patlayıcı olarak kullanılıyor. Bundan 5-10 yıl önce bir kilogram uranyumun fiyatı 300 dolar civarında iken, şimdilerde 100 dolar civarında seyrediyor. Ukrayna ve diğer birçok bölgede savaş tırmandıkça uranyumun fiyatı da artıyor.
Kyzyl Ombul’daki tahmini toryum rezervi, 29.252 tondur. Bunun 6.880 tonu şu anda çıkarılabilir rezervlerdir. Bunun 3.390 tonu ToguzBulak bölgesinde yer almaktadır. Başka verilere göre, ToguzBulak’ın kendisi 8.499 ton rezerve sahiptir. Toryum da uranyum gibi radyoaktif bir maddedir. Yüksek enerji kapasitesi nedeniyle nükleer enerjinin geleceği olarak kabul edilmektedir. Daha açık bir ifadeyle, bu madenin bir tonu 200 ton uranyum veya üç milyon ton kömür kadar enerji açığa çıkarmaktadır. Kilogram fiyatı şu anda 100 dolar civarında. Nükleer enerjinin yanı sıra madencilik endüstrisinde, uçak yapımında ve jeneratör üretiminde kullanılmaktadır. Uranyumla birlikte uzay araçları ve denizaltılar için de yakıt olarak kullanılıyor. Kyzyl Ombul’da zirkonyum veya zirkonyum oksidin (oksit) 287.636 ton olduğu tahmin ediliyor. 94.441 tonu geri kazanılabilir rezervdir. ToguzBulak’ta 34 bin ton var. Zirkonyum ayrıca nükleer enerjide uranyum ve diğer radyoaktif maddeleri zenginleştirmek için de kullanılıyor. İnşaat, tıp ve madencilikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Zirkonyum ayrıca uranyum ve toryumdan daha az radyoaktiftir, fakat zehirlidir. Bir kilogram zirkonyumun fiyatı, türüne bağlı olarak 100 ila 500 -600 dolar arasında değişiyor.
Kyzyl Ombul’da yarım milyon ton fosfor oksit var. 124.645 tonu gerçek rezervdir. ToguzBulak bölgesinde sadece 10.000 ton var. Fosfor esas olarak mineral gübrelerin gübrelenmesinde kullanılıyor. Fosfor zehirli değildir, ancak uranyum ile zenginleştirildiğinde radyoaktif hale gelir, fiyatı yapıldığı malzemeye göre değişir. Bu bölgede bulunan titanyum ve manyetit miktarı 14 milyon tondur. Bunun sadece 2,6 milyon tonu geri kazanılabilir rezervlerdir. 1,6 milyon tonu ToguzBulak bölgesinde bulunuyor. Titanyum otomobil, gemi, uçak, füze, kimyasal yapı, yapı malzemeleri, alaşımlar, boya çıkarma, kablosuz elektronik ve diğer alanların üretiminde kullanılıyor. Bir kilogram titanyumun fiyatı, saflığına bağlı olarak 5-6 ila 20 dolar arasında değişiyor. Yukarıda belirtilen maden kaynaklarının yüzdelerine bakıldığında, cevherin %95’i titanyum ve manyetit, %3’ü fosfor, %2’si zirkonyum, %0,22’si toryum ve %0,17’si uranyumdur. Bu nedenle, Kyzyl Ombul’da gerçekten paraya dönüştürülebilecek çok az maden rezervi bulunduğunu söylemeye gerek yok. Diğer bir deyişle, Başbakan Akil Bey Cabbarov’un 300 milyar dolar değerindeki yeraltı kaynakları iddiası gerçeklerle çelişiyor. Açıkçası bazı derin madenlerde madencilik yapmak, maliyetlerini bile karşılamaz.
Kyzyl Ombul ile ilgili tartışmaların 2019 yılında tavan yaptığı biliniyor. O yıl, Rusya Devlet Başkanı Putin başkanlığındaki bir Rus heyeti, Kırgızistan’a bir devlet ziyareti gerçekleştirdi ve bu ziyaret sırasında çeşitli açık ve gizli anlaşmalar imzalandı. Sonuç olarak, tüm yeraltı kaynakları ekonomik olarak Rusya’ya verildi, varsa fazlası da başkalarına verilmesi öngörüldü. Örneğin, Kyzyl Ombul madenini araştıran Kırgızistan’ın Eurasia şirketi Kanada’da kayıtlı olmasına rağmen, hisselerinin yüzde 60’ı Rusya’ya ve yüzde 40’ı Kırgızistan’a aittir. Bu nedenle Kırgızistan’daki ABD yanlısı politikacılar, “sivil aktivistler” adı altında, halkın Eurasia projesine karşı hoşnutsuzluğunu körüklemekte aktif rol oynadılar. Sonuç olarak, Ceenbekov hükümeti, Rusya’ya verdiği sözleri yerine getiremedi ve Ceenbekov, halkın muhalefeti nedeniyle Kırgızistan’da uranyum madenciliği konusunda bir moratoryum ilan etmek zorunda kaldı.
Şimdi, Caparov hükümeti madeni işletmeye başladı. Kyzyl Ombul halkının sağlığına tehlikeli maddeler içermesine rağmen madenin sağladığı faydalar dikkate alınıyor. Caparov’a göre, bu madende Kumtor gibi bir dizi değerli metal de bulunuyor. Aslında, maden zenginliğinin kaynağı ne olursa olsun, aynı bileşime sahip değillerdir. Örneğin Kumtor madeninde sadece altın değil, gümüş, bakır ve sülfür gibi birçok element de bulunmaktadır. Ancak Kumtor madeni hakkında yayınlanan raporlarda 30 yıllık bir süre için sadece altından elde edilecek kâr hesaplanmıştır. Ne yazık ki mevcut hükümet, uranyum ve toryum madenlerini işletmek halk için zararlı olsa da kendi çıkarları için seleflerinin suçlarını sürdürmeye kararlı. Uranyum madenciliği, halk için gerçek bir sorundur, çünkü bu maden, deniz seviyesinden 1640-3000 metre yükseklikte yer almaktadır. Uranyum, yeraltından çıkarıldıktan sonra radyasyona maruz kalma riski artar. Kalıntılar uranyum zenginleştirme işlemi sırasında ortaya çıkar ve radyasyon riski birkaç bin yıl devam eder. Zararı su ve rüzgâr yoluyla yayılır. Madendeki derelerden gelen su, Choi’nin suyuna akıyor. Göl çevresi rüzgârlı olduğundan, rüzgâr her zaman madenden Balıkçı yönüne doğru esiyor. Çıkarılan hammaddelerin, işleme tesisine taşınması da risklidir. Uranyum yüklü konteynerler kaza yaptıklarında, insanların sağlığına zararlı olmadığı konusunda insanları kandırmaya çalışsalar da insanlar yine de zarar göreceklerdir. Barscon’daki siyanür olayında böyle bir olguya tanık olduk.
Aslında uranyum, diğer her şey gibi, insanlığın yararı için Allah’ın bir armağanıdır. Onu Allah’ın bize emrettiği şekilde kullanmazsak, insanlık için nimet değil felaket olacaktır. Bugünse kapitalist sistemde bu uranyum madeninin çıkarılması ekonomik bir mesele olarak görülmekte, emperyalist özel şirketlere verilmekte ve halka vereceği zarar dikkate alınmamaktadır. “Zararsız bir şekilde madencilik yapıyoruz” iddiaları külliyen yalandır, çünkü kapitalistler, bir şeyin faydalı olduğunu gördüklerinde başka bir şey dikkate almazlar. İslam ise madenciliği ekonomik bir mesele olarak değil, insani bir mesele olarak görür. Bu nedenle, uranyum madenciliğine sadece insanlara zararlı olmadığı zaman izin verilir. Bunun yapılmasında insanların inancına ve dindarlığına güvenilir. Ayrıca şeriata göre, uranyum, yararı, devletteki her bireye ulaşması gereken bir kamu mülküdür. Sadece İslami Devleti, uranyumu halkın yararına kullanacaktır. İster nükleer enerji santrali için yakıt olarak kullanıp halka bedava elektrik sağlasın, isterse İslam Devletinin prestijini artırmak için nükleer silah üretiminde kullansın fark etmez. Ama şu anda İslam Devleti yok. Kafir ülkelere ve onların şirketlerine uranyum vermek her halükârda yasaktır.
Sonuç olarak, günümüz kapitalist sistemi faydaya dayalı bir sistemdir, bu nedenle minerallerin çıkarılması sırasında insanlara verilen zarar dikkate alınmaz. Zararsız yollarla madencilik yapabilecekleri iddiası, yalandır. Bunu Kumtor’daki buzulların erimesi ve siyanürün suya sızmasında açıkça gördük. Siyasetçiler, bu konuyu iktidar mücadelelerinde bir silah olarak kullanmamalıdır. Bu işte onlara yardımcı olmak da günahtır. Bu nedenle halk, şeriat hükümlerine göre uranyum meselesinde hükümeti muhasebe etmelidir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Kırgızistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-turkiston.net |
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net |